Denizce
  e-mail
 





Ahmet Serim
Ali Eser
Ali San
Ayşe Mutlu Demetçi
Cem Boyner
Çetin Kent
Çiğdem Tepecik
F.Şadi Gücüm
Haluk Işındağ
Martine Atalay
M.Tınaz Titiz
Recep Dönmez
Sahip Akosman
Tanju Berk
Turgay Tuna
Turgut Tülümen
Yılmaz Dağcı
Yusuf Köprülü

 
  Ana Sayfa Yelken Su Altı Denizcilik Toplumsal Hobiler
 
  Ayın Güzeli
Bağlar
Denizci Dili
Faydalı Bilgiler
Püf Noktası
Resim Galerileri

 

  Dost Köşesi    

  İp Kontrollü Modern Yelken Tekneleri                                                 Ahmet Serim

 


Önce Biraz Nostalji

Yıl 1954 veya 55... Kumanda edilebilen modeller dünyada bile çok az ve çok pahalı. Şimdinin sistemleri hayal bile edilemiyor, çünkü transistör ancak çok özel laboratuarlarda denenen bir malzeme, entegre devre denilen ürünler sadece hayal. Mevcut kumandalar tek kanal ve radyo lambaları ile yapılan ender, ağır ve pahalı nesneler, ülkemize gelmesi bile söz konusu değil. Zaten hem ünlü telsiz kanununa göre yasak, hem de toplu iğnenin bile ithal edildiği o dönemde hemen hemen imkansız. Her sene bilhassa ilkokullarda kutlanan “Yerli Malları” haftalarında sadece incir, kuru üzüm, başka meyvalar (çoğunlukla kuru) ve üretimine yeni başlanan basit tekstil ürünleri (kaput bezi, pazen, amerikan gibi) var, böyle ileri teknoloji ürünleri ancak ithal edilip çok önemli kurumlara veriliyor.

Elinden çok iyi iş gelebilen rahmetli babam, o sırada yüzme sporu yanı sıra yelken de yapıyor. Denizcilik Bankası, o dönemin en güçlü bankalarından biri. O dönemin şehir hatları gemileri, limanlar, tersaneler ve diğer gemiler ile başka denizcilik işleri o bankaya bağlı, Moda iskelesi yanı gibi çeşitli limanlık yerlerde bulunup kullanılan “Deniz Evleri” de bankanın ikramiyeleri arasında. Bir şat gövdesi üzerine kurulu evlerin, yani bu deniz karavanlarının, her tür konforu ve gereksinimi karşılanmış, aileler ve emekliler rahatça kalıyorlar. İşte babam, bu bankanın yapıp kulüp ve kurumlara dağıttığı 12 m2 şarpilerden bir kısmını Kadıköy Halkevi (Şimdiki Kadıköy Adliyesi A Binası) arazisinde, arka bahçeye atılı keşfetmiş, birini elden geçirip donatmış (Diğer birini de rahmetli Erdoğan Arsal donatmıştı), yelken yapıyor.

Ben de “Ben de yelken yapacağım!” şeklinde tutturmaya devam ediyorum. Daha önce de tuttururmuşum, hatta 3-4 yaşlarındayken bir gün, o sırada kullandığı Moda Spor (yaa o kulüp te zamanında deniz sporları yapardı, hatta yüzme, atlama ve sutopu dallarında pek çok Türkiye Şampiyonlukları ve Şampiyonları vardı!) Piratını sırf ana yelkenle donatıp vermiş. Kendisi de annemle beraber motorlu sandalımızla benim yanımda gidermiş. Ben de uzun süre Moda önünde apaz apaz gidip gelmişim. Ne yazık ki o dönemde Optimist Florida’da daha yeni icat ediliyor. Daha Danimarka’da geliştirilecek, sonra da 1968'de Türkiye’ye girip ilk ve basit örnekleri yapılıp tüm ülkeye 1969'un son aylarında dağıtılacak (ilk Optimist’leri de gene Denizcilik Bankası yaptıydı). İçinde benim de yer alacağım bu büyük faaliyete daha yıllar var.

Rahmetli bakmış benden kurtuluş yok, bir gün başa bir dert getireceğim, beni avutup meşgul etmek için bir model tekne yapmış. Altı V-bottom olan tekne tamamen kapalı. Tek direk ve civadralı, bir ana yelkeni bir de floğu var. Ana yelken bir rayda gezebilen bir tek ipli iskotaya sahip. Flok ıskotası ise güvertedeki iki köprü çivi içinden geçerek sancak veya iskele kontralara kendiliğinden ayarlanan loop şeklinde bir başka ip. Teknenin pruvası, kıç aynası, bordaları dümdüz aşağı inip karinaya kavuşuyor. Ama 2-3 cm kadar bir su kesimi var. Karina derinliği de 6-7 cm. Bir de tam yerini bulmuş, hücum kenarı düşey, firar kenarı eğik, üst uzunluğu 20-25 cm, alt uzunluğu 12-15 cm, kalın alüminyumdan sabit omurgası var. Bununla çektiği su 30 cm kadar oluyor. Alt ucunda, her iki yana sıkıca perçinlenmiş yassı kurşundan şeritler var. Direk yüksekliği 1 metre kadar, tekne boyu 60-70 cm gibi. Su kesimi kırmızı boyalı, bordalar ve güverte beyaz. Tekne hatırladığım kadarıyla hiç su yapmadı (ama hiç açıkta, hava şartlarında kalmadı). 

Tekne ile yıllarca çok severek oynadım. Hala hayıflanırım ki saklamadım, ilkokuldan sonra bir komşu çocuğa hediye ettim (eskinin güzel hatıralarından saklamadıklarınızı düşünüp siz de bir pişmanlık yaşayın bakalım). Kim bilir ne oldu? Her halde kırmışlar veya atmışlardır. Sanırım ilkokul 4. sınıfta iken okuduğum ve çok hoşlandığım Jules Verne eserlerinden Kaptan Grant’ın Çocukları ve Esrarlı Ada’da adı geçen “DUNCAN” yatının ismini de verdim idi. Çocukluk işte, şimdi olsa “ERTUĞRUL” veya “SÖĞÜT” adlarını daha uygun bulurum.

Bu tekneyi denize koyarken civadranın ucuna uzun bir sicim (uçurtma iplerimden biri) bağlar ve öyle bırakırdım. Tekne dümeni olmamasına rağmen hemen apaza döner ve süratle uzaklaşırdı. İpin sonuna gelince (veya elle kuvvetle çekince) bir tramola atar ve ters  kontrada aynı gittiği yolu geriye gelirdi (genellikle bıraktığım yere ve elime). Kalamış (veya Moda) Koyunun normal dalga ve soluganlarından hiç etkilenmezdi. 

Kısacası eski tabirle “çok iyi oturmuş” ve tam tabiriyle “denizci” güzel bir tekne idi. Umarım kaderi de beklentime karşın iyi olmuştur.

 

Internet’te Gezerken

İnternette gezinip yelken ve model konularında yeni bir şeyler ararken, geçenlerde çok değişik bir site,  http://www.seadercraft.com  adresindeki Seadercraft firması sitesine rastladım. Site, çok ilginç ve değişik bir konsepti ve teknelerini tanıtıyordu: Gayet basit yapıdaki, tek veya çok  yelkeni olan tekneler, kıç tarafına konmuş bir mapadan geçen bir ıskota ve ona bağlı ince bir  ip (olta ipi) ile kıyıdaki kullanıcıya bağlı, yelkenler bu iple ayarlanıyor ve tekne yönlendiriliyor. Sitenin açılış sayfasında şu avantaj ve özellikler sıralanmış:

Ø Gerçekçi yelken hareketleri olan model yelkenliler.
Ø Kolay nakledilir, çok uygun plaj arkadaşıdır.
Ø İple kontrol edilen orijinal yelkenli modelleri.
Ø Her yaşta, çeşitli düzeylerde yapılabilir. Basit veya ileri seviyeli yelken teknesi
       tasarımları yaratabilirsiniz.
Ø Eğitim ağırlıklı hobby ve el işi.
Ø Düşük maliyetli veya maliyetsizdir. Parçalar kolayca değişebilir.
Ø Her ay yenilikler (firmanın yayınladığı İnternet dergisi Fairlead’de).
Ø Internet üzerinden fikirler için kaynaklar, ücretsiz planlar.
Ø Bir sloop, schooner, ketch, yawl, cat, junk, dhow … her hangi bir baş-kıç armalı
       tekneyi donatabilir ve yüzdürebilirsiniz!

 

Bazı Tekneler

(Bilmeyenler için, bu tekne tiplerinin Türkçe yazılışlarını ve armaların özelliklerini sıralayalım:) Bunların hepsi baş-kıç veya yan yelkenler tabir edilen yelkenlerle donatılmış armalardır. Ana yelkenler (hatta arka direkteki ikinci yelkenler de üçgen=pena veya randa (üst kenarında da bumba benzeri bir seren olan dört köşeli yelkenler, genellikle uygun havalarda üzerine bir üçgen yelken daha çekilirdi. Bu yelken ilk indirilen yelkendi. Randa yelkenler şimdi pek yoktur. Ancak eski teknelerde ve resimlerde vardır.) ve yerine göre Latin (oldukça yatık, iki kenarında birer bumba veya seren olan yelken) yelken olabilir.

Slup, bir ana yelken bir de ön yelkenden ibarettir. Çoğu modern tekne böyledir. Yarışan sınıflardan Dragon, 470, Pirat, Laser 2 veya Laser 16, büyük yatların çoğunluğu bunlardandır.

Uskuna, iki direkte iki ana yelken, bir veya iki ön yelkeni vardır. Klasik şeklinde arka direk daha uzundur. Veya iki direk hemen hemen eşit boydadır. Yelkenleri genellikle randadır. Daha ziyade Kuzey Amerika sularından ve balıkçılardan bilinir. Ülkemizde de İpar teknesi uskuna idi. İlginç bir uskuna da birer kanat şekilli ve ayarlanan direğinde sadece birer ana yelkeni olan HEEY yatı idi. 

Keç, iki direk üzerinde iki ana yelken bir veya iki ön yelkeni vardır. Arka yelken daha küçüktür ve arka direk, dümen milinin önündedir. Eski yatlarımızdan Keyfim, Mistral böyle armalıydı. 

Yol, yine iki direk üzerinde iki ana yelken bir veya iki ön yelkeni vardır. Arka yelken daha küçüktür ve arka direk, dümen milinin arkasındadır. Yol isimli yat, eski Kanat yatı böyle idi. 

Ket, tek direği ve tek ana yelkeni vardır. Ön yelkeni yoktur. Yarışan sınıflardan Optimist, Laser Standart, Laser Radyal, Laser 4.7, Finn, Europe, eski yatlardan Kilitbahir bu sınıfın güzel örnekleridir. 

Junk, genellikle iki veya üç direkli yüksek teknelerdir. Direklerinde öne taşan birer yelken bulunur. Yelkenler boydan boya çıtalıdır. Daha ziyade Çin denizlerinde bulunur, Uzak Doğu teknesidir. Ülkemizde bildiğim örneği yoktur.

Doh, daha ziyade 2 veya 3 direk üzerine basılan Latin yelkenleri vardır. Ana vatanı Nil Nehridir. Arap kıyılarında da bulunur. Nil’deki örnekleri, yüksekten esen rüzgarı alabilmek için daha yüksek armalıdır. Ülkemizde bildiğim örneği yoktur.

Bu sayılanlardan başka özellikle eski resimlerden bildiğimiz Cutter=Kotra arma vardır. Büyük kısmı Randa ana yelkenli ve iki ön yelkenlidir. Zaten bir ana yelken, iki ön yelken bu sınıfın özelliğidir.

Bir başka ve çok büyük tekne, doh’lara benzeyen armasıyla eski kadırgalardır. Barbaros döneminin gemileri olarak bilinirler. Çeşitli Türleri vardır. Güzel bir örneği, MiniaTürk sularında seyretmektedir (Başterde, Donanma Komutanı olan Kaptan-ı Derya’nın sancak gemisi) .

Moda sandalı, bildiğimiz baş-kıç bir sandala bir direk ve bir Latin yelken takılarak oluşturulurdu. Daha 1950'lerde bile pek çok sandalın yedek olarak tutulan veya sürekli kullanılan Latin yelkenleri vardı. Çok iyi yelkenler babalarımız tarafından Moda iskelesi üzerinde yere yayılarak kesilir ve evlerden birinde bir makine ile düz dikişle dikilirdi. Yine babalarımız ve ağabeylerimizin yelkenle ilk tanıştıkları ve ustalaştıkları ulusal önemi olan bir türdür. İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde, benzer tekneler (içlerine beton ağırlıklar konarak) yıllık geleneksel ve önemli yarışlar yaparlar. Yine benzer tekneler Yunan sularında da vardır. 

Taka. Karadeniz’e özgü bu tekne, tüm kıyılarımızda yer alırdı. Katlanan bir direği, bir ana yelkeni, bir ön yelkeni vardı. 1960'lı yıllarda, motora yardımcı olması ve denge sağlaması için ana yelkenini açmış durumda, Moda önlerinden geçer, Pendik, Tuzla, İzmit Körfezi gibi yerler ile İstanbul Limanı arasında mekik dokurlardı. 1919-1922 arasında ise bazı örnekleri Karadeniz’de önemli işler yapmışlardı. Özellikle Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılması Takalar ile gerçekleşiyordu. Piyasada (model mağazaları ve hediyelik satan yerlerde) güzel ve oldukça makul fiyatlı taka modelleri veya kitleri bulunmaktadır. Son örneklerden birisi, TEKEL 15, Rahmi Koç Müzesinde bulunmaktadır. 

Çektirme. Tırhandil’den türetilmiş başı kıçı yüksek ortada eğimli bordası suya yakın (genellikle vardavela üzerinde bir branda şeritle solugan girmesi önlenmiş) yuvarlak tekneli ve yarım cevize benzer bu tekneler genellikle göz alıcı renklere boyalı olurdu. Yine tek direk ve (özellikle kum çekenlerinde) kuvvetli bir bumbası olurdu. Tek ana yelken ve floğunu onlar da motora yardımcı ve denge için kullanırlardı. Tekelin çektirmeleri, Rüsumat isimli Romen numaralı resmi tekneler (resmiler gri boyalı olurdu) ve Haydarpaşa’da duran rengarenk çektirmeler son aklımda kalanlar. Daha önceleri, 1960'lı yıllarda, kulübün bumbası başka işle meşgulse veya ilgili kimse yoksa, yatları götürür, Kurbağalı Dere’de kum boşaltan çektirmelerin ırgatları ve bumbaları yardımıyla direk indirir veya dikerdik.  

Tırhandil. Akdeniz ve çevre denizlerin bu özgün teknesi, çoğunlukla tek direk ve randa ana yelkenli, genellikle bir veya iki ön yelkenli olur. Süngercilerin ve balıkçıların vazgeçilmez, denizci ve rahat aracıdır. Meraklıları, İstanbul ve İzmir başta, her yerde kullanırlar. Geniş kamara üstü sayesinde, turistik amaçlar dahil, her türlü iş için kullanılır.

Bütün bu teknelerin modellerini yapabilirsiniz. Detay ve hassasiyet isteğe bağlıdır. İpli sistemin amacı, ucuz ve basit tekneleri yine ucuz ve basit bir yöntemle, kaybetme ve batma korkusu olmadan, kıyıdan yelkenle seyrettirmektir.
 

Amerika’daki üreticinin Mk I ve Mk II kitleri iki ayrı tekne tipiyle yapılmaktadır: Kıç aynalı ve baş kıç bir. Kitler ayrıca “komple kit” veya daha ucuz olan “bare boat” şeklindedir. Çok gövdeli tekne kiti, yani dinamik Mk III bir trimaran veya Polinezya tekneleri gibi bir yanda denge tekneciği ile kurulabilmektedir!

Tabii kendi teknenizi tasarlayıp kurmanız ve donatmanız da olasıdır.



 

İpli Kontrolün Esası

Aşağıda sıraladıklarımı yaptığınız zaman, daha önceden yelken hakkında bir fikriniz olmasa bile yelken teknesi tasarımı, donatımı ve kullanımı hakkında bir çok bilgi sahibi olacaksınız.

Önceden yelken ve model yelken yapmış iseniz de bu hobby ve el işleri sayesinde deneyimlerinizi arttıracak ve kendinizi sınamak imkanı bulacaksınız.

Tekne ve arma için temel bilgileri edindikten ve ucuz malzemeleri bulup üretimi tamamladıktan sonra işin eğlenceli bölümü gelecek. Havadaki uçutma ne ise, tekneniz de denizde o olacaktır.

Üretiminizi sahile götürün ve deneyin. Özellikle bacaklarınızı suya sokarsanız, yakın mesafede olsun veya onlarca metre mesafede, tekneniz kontrolünüz altında olacaktır. İpli kontrol sistemi çok basittir. Yelkenlerin durumunu kontrol ederken, aynı zamanda tekneni yönünü de belirlersiniz.

  

 

Havuzlarda veya denizlerde gördüğünüz radyo kontrollü teknelerden farklı olarak, tekneniz ağırlığı olmayan bir salma omurgaya sahiptir. Bu nedenle teknenizin yelken planını gövdeye çok iyi uyumlu yapmanız lazım. Ağır bir kütle taşımadıkları için kolaylıkla hızlanırlar. Ancak limitleri aşıp tekne devrilirse telaş etmenize gerek yok. İple size bağlı olduğu için kolaylıkla kurtarabilir ve geriye getirebilirsiniz. Bu size ancak deneyim kazandırır.

Bu model yelken teknesi kullanımı yöntemi, yelkenlerin pozisyonunu ve dolayısıyle teknenin gidiş yönünü kontrole imkan veren direkt, basit ve çok ucuz  bir yöntemdir. Su içindeki, yana kaymaya direnen yüzeyleri, yelken alanı ve bu yelkenlerin tekneye etki ettiği merkezlerin konumu arasındaki ilişki ve denge sayesinde tekne dümeni olmamasına rağmen yönlenebilmektedir. Benim çocukluk modelimde bu ayarların tümü sabitti ve tekne her iki kontrada sadece apaz gidebiliyordu. Binalar daha az olduğu için o zamanlar çok daha düzgün esen o rüzgarlarda, esen rüzgarla 90 derece açı ile gidip cıvadrasına bağlı ipi bitince bir tramola atıyor ve tam 180 derece geriye dönüyor, rüzgarla yine 90 derece açı yaparak (bu sefer diğer bordadan alarak) suya ilk konduğu yere geri geliyordu. Yani çok hassas ve mükemmel bir apaz trimi vardı. 

Bir yelken teknesi, esas unsurları olan rüzgar ve su içinde ıskotalarıyla yelkenlerini ayarlar ve yol alır, dümenle ise rotasını denetim altında tutar.

Tarif edilen basit modellerde ise kontrol ipi (genellikle bir olta misinasıdır) uzatılmış bir ıskota görevi görmektedir. Kontrol ipinin sarıldığı çubuk veya makara bir elde tutulup gereği kadar miktar ve süratle salınmaktadır (tabir caizse kalama verilmektedir), diğer el de gerginliği kontrol etmektedir.




Görüldüğü gibi, her yelkene kumanda eden basit
ıskotalar birleşip mapadan birlikte geçmektedir ve
aynı kumanda her yelkene etki yapmaktadır.

 

Ana yelken ıskotası, kıç tarafta bulunan bir mapadan (basit bir vidalı halka) geçerek kontrol ipine bağlanmaktadır. Bu bağlantı için genellikle bir kasa yapılmakta, kontrol için kullanılan olta misinasının ucunda da fırdöndülü bir agraf bulunmakta ve farklı tekneler kullanılıyorsa değiştirme kolayca yapılmaktadır. Genellikle çok yelkeni olan tekneler kullanıldığında, diğer yelkenlerin ıskotaları da ana yelken ıskotasına irtibatlı olmaktadır.

Rüzgar yelken(ler)i doldurduğunda tekne yürümeye başlar. Kontrol ipinde  oluşan hafif güce ölçülü olarak direndiğini sürece tekne yürümeye devam eder. Bu direnme gücünü arttırıp azaltarak yelken(ler)i trim edersiniz. Trim aynı kaldıkça rota da sabit kalır. 

Tekneye göre sudaki konumunuzu değiştirerek veya kontrol ipini kullanarak teknenin rotasını değiştirebilirsiniz. Hatta yelken(ler)i kontrol altında tutmaya devam ederek kontra bile değiştirebilirsiniz.

Burada en büyük yardımcınız ıskota(lar)ın mapadan (halkadan) geçerken sürtünme yüzünden meydana gelen dirençtir. Açı çoğaldıkça direnç artmaktadır.

Ayrıca tekneyle sürekli bir bağlantınız olduğu için durdurabilir veya kurtarıp geri getirebilirsiniz.

 

Suyun içinde bulunursanız, tekne ile bağlantı ve ilişki duygularınız artar, yakın konumdan yelken koşullarını daha iyi izleyebilir, daha iyi tetkik edebilir ve daha iyi cevap verebilirsiniz. Hatta gerekirse ve ayar imkanlarınız varsa, tekne ve arma üzerinde muhtelif ayarları daha kolay yapabilirsiniz.

Bu sistem model yelken kullanmanın “açıl, ıslan ve eğlen !” diye özetlenebilecek aktif bir şeklidir. İdeal yerler sığ ve kumsal sahillerdir.

Yalnız fazla açılmamaya, kumlarda oluşabilecek akıntı çukurlarına, akıntılara ve kaba dalgalara dikkat edin, can yeleği giymeniz tavsiye edilir. Ayaklarınıza da dikkat edin, deniz kestaneleri, keskin kenarlı kabuklu hayvanlar, kıyılara kadar giren çarpıcı balıklar, keskin taş ve kayalar söz konusu olabilir. Eğleneyim derken canınızdan veya sağlığınızdan olmayın. Tercihan birileri sürekli olarak yerinizi bilsin ve yardıma hazır olsun. Unutmayın 45-50 cm. suda (özellikle çocuklar ve gençler) pek çok boğulma ve ölüm olmuştur ve olmaktadır. Hele bizimki gibi ülkelerde bu konular ve yardım esasları hemen hiç bilinmezken….

Yukarıdaki öneriler, sahilden veya bir rıhtımdan teknenizi kullanmanızı engellemez; teknenizi yüz metreden uzaktan kullanabilir ve kontrol ipini sararak geriye alabilirsiniz.

Üreticinin belirttiklerine göre, basit fikirler birbirini kovalamış ve ilkel görünümlerinin yanı sıra gayet güzel yelken yapan tekneler ortaya çıkıvermiş.

Bu basitlik ve fonksiyonelliği gidermenin görünür yolu yok. Açık ki minyatür parçaları ve ileri teknolojileri kullanmak bu teknelerin baş amaçları olan “yaparak öğrenme”yi biraz gölgeler ve saptırır. Tekne, arma ve yelken ilkel ve basit olsa da, kendiniz yaptıkça çok daha fazla şey öğrenir ve bilgilenirsiniz. Üstelik önerilen malzemeler tahta parçaları, çıtalar, alış verişte verilen naylon torbalar, basit sicimler gibi hep bulunan ve çoğunlukla bedavaya gelen malzemelerdir. Bu tekneler çok basit olabilir ama yelkenin dünyasını avuçlarınıza koyduğu gibi, doğru bağları yerinde ve usulünce yapmaktan dengeli bir yelken planı hazırlamaya kadar pek çok şeyi deneyerek öğrenmeyi sağlar.

Üretimin hikayesine gelince, ilk fikirler uyandıktan sonra, sedir ağacından bir tekne yapıldı ve plajda denendi. Bir marka gerekince “sedir” kelimesi biraz değişip SEAder oldu ve marka adı Seadercraft olarak belirlendi.

 

Şekillerden ve resimlerden gördüğünüz gibi, hazır tasarlanmış teknelerden farklı olarak bu tekneler pratikte geçmişin veya modern zamanların her tür baş-kıç arması olarak donatılabilir (bu yüzdürme tekniği ve hazır malzemeleri, kabasorta tabir edilen dörtgen yelkenler için uygun değildir).

 

Akılda tutulması gerekir ki, sabit omurgalı bir teknenin yelken planı, dengeli dümen tutulabilmesi için, su altındaki yan direnç alanını (lateral alan, tüm su altı profil alanı) dengelemelidir. Ayarlanabilen bir lateral yüzey (salma omurga ve ayarlanabilen bir dümen palası) lateral profili değiştirerek değişik yelken planlarına ve denge ayarlarına izin verir.

Kolay bulunabilen malzemeleri kullanmak imkanları denemek şansı verir. Denemeler yapmaktan ve ayarları değiştirmekten korkmayın. Diğer tekneler gibi standart malzemeler ve çok sıkı kurallarla bağlı olmayacaksınız.

Dolu gövde şekli uygun bir şekildir ve değişmesi gerekmez. Ancak tekne şekilleri çok değişik oldukları için siz de farklı gövdeler deneyebilirsiniz. Böylece basit teknikler ve ahşap çalışmaları için aletler kullanarak, değişik ve özgün şekillere, seyir karakteristiklerine ulaşabilirsiniz.



Teknenizin ve yelkenlerinizin dekoratif özellikleri size kalmıştır.

 

İstediğiniz gibi boyayın, şekiller ve desenler ilave edin, hatta denizde çıkmayacak gibi çıkartmalar yapıştırın. Teknenin ve armanın su emip fazladan ağırlaşmaması için vernikleyebilir ve koruyabilirsiniz. Piyasada satılan bir tüp sprey vernikle birkaç tekne verniklemeniz kabildir. Verniğin kullanma şartlarına, sağlık ve emniyet ile ilgili kurallarına lütfen uyunuz.

Özgün ve güzel üretimleriniz, ilginç fikir ve deneyimleriniz olursa, lütfen bizimle ve (http://www.seadercraft.com adresindeki) Fairlead internet dergimizle paylaşın. Unutmayın, öğrenmek ve el işinin yanında eğlenmek te amacımız.


 

Ahmet Serim'e teşekkürlerimizle

Denizce

17.08.2004